Bana bu broşürü yazdıran pek değerli hitabeyi Atatürk, Ankara Palas otelinin bir salonunda Romanya Hariciye vekili Antonesco ile konuşurken söylüyor Bu, birçok hükümet adamlarının zaman, zaman okudukları ısmarlama nutuklardan değildir, içten gelen ve derin düşüncelerden sonra kristalize olan fikir hamleleridir. Ne yazık ki bunları Atatürk’ün ağzından çıktığı gibi işitemedik.
Ankara gazetesi Tan gazetesinden alarak, Fransızca ya çeviriyor. Ben de oradan tekrar Türkçe ye çevirdim. Bu iki bozuk tercüme ile öyle sanıyorum ki cümleler fesahatlerinden çok şey kaybetmişlerdir, yine de mananın ulviyeti karşısında fikirler hayret içinde kalıyor.
Konuşma sırasında böyle bir izahta bulunabilmek için insanın çok geniş bir felsefe kültürü olması lazım. Bu da kâfi değil, o kültürü benimseyip yeni fikirler çıkarmak kudretini kazanmalı, yani filozof olmalı.
Eflatun, Yunan sitelerini kavgadan kurtarmak için tasavvur ettiği muhayyel hükümet rejiminin başına bir filozof getirmeği düşünmüştü. Bunun manasını, Atatürk’ün söylevini okuduktan sonra daha iyi anladım.
Orada yalnız moral dersleri değil yaşanmış bir hayat ta var. Atanın büyüklüğü asıl bu noktada tebarüz ederken bu hayata da dil uzatanlar oldu. En çok çalışan ve yorulan bir adama, bizi uyuttuktan sonra kendi hususiyetine çekilip biraz dinlenmek hakkını bile çok görenler bulundu. Bu haksızlığa karşı O, bize hürriyet, istiklâl, zevk ve saadet veriyor, yaşayınız, hayatınızı göneniniz diyordu.
Tek günlerine kadar tarih olan altmış yıllık ömrünün şu son yirmi yılını şimdi hatırlamağa çalışıyorum. Bu müddet içinde muhalifleri Ona neler isnat etmediler..
Padişahlığı kuruyor dediler olmadı; halife olacak dediler, olmadı; diktatör olmak istiyor dediler, olmadı. Milyonlar tutan hediyeler aldı dediler, verdi; çiftliklere kondu dediler, verdi; hazinelere sahip oldu dediler, verdi; nesi varsa hepsini Milletine bağışladı....
Artık hiç kimsede Onun ululuğuna yaklaşabilecek tek bir tariz oku kalmamıştır. En muhteşem bir sarayda en mütevazı bir filozof hayatı geçiriyor ve rahatsızlığı zamanında bile Milletinin rahatını düşünüyor. Böyle adamlara verilecek vasıf yapılacak metih yoktur. Büyük tabiri bile adının yanında çok küçük kalıyor.
O, sadece « Atatürk » tür ve öyle yaşayacaktır!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder